İçeriğe geç

Sosyal hizmette etik ikilem nedir ?

Sosyal Hizmette Etik İkilem Nedir?

Sosyal hizmet profesyonellerinin karşılaştığı en karmaşık ve tartışmalı durumlardan biri, etik ikilemdir. Peki, etik ikilem tam olarak nedir ve neden sosyal hizmette bu kadar büyük bir yer tutar? İşin içine hem bireysel hem de toplumsal değerler, çeşitli çıkarlar ve duygusal bağlar girince, profesyonel bir bakış açısı geliştirmek hiç de kolay olmuyor. Sosyal hizmetin doğasında olan bu ikilemler, her profesyonelin karşısına çıktığında bir dönüm noktası olabilir.

Ama şunu net olarak söylemek gerek: Etik ikilemler sadece kurallarla çözülmez, insanın değer yargılarıyla da şekillenir. Bu yazıda, sosyal hizmette etik ikilem üzerine derinlemesine bir tartışma yapacak ve bu karmaşık sorunun üzerine cesurca eğileceğiz.

Etik İkilem: Ne Demek?

Etik ikilem, bir kişinin veya profesyonelin, doğru olanı yapmak için iki veya daha fazla karşıt değer ya da ilke arasında seçim yapmak zorunda kaldığı bir durumu ifade eder. Yani, bir tarafı seçtiğinizde, diğer tarafın zarar görme ihtimali vardır. Bu, sosyal hizmet alanındaki birçok durumda karşımıza çıkabilir. Bir sosyal hizmet uzmanı, kimi zaman bir bireyin gizliliğini koruma yükümlülüğü ile onun güvenliğini sağlama yükümlülüğü arasında seçim yapmak zorunda kalır. İki doğruyu bir arada tutmak neredeyse imkansız hale gelir.

Sosyal hizmetin temelinde, insan hakları, adalet, eşitlik gibi etik ilkeler bulunur. Ancak bunları uygulamak her zaman kolay değildir. Profesyoneller, zaman zaman bireylerin arzuları ile toplumun çıkarları arasında sıkışıp kalabilirler. Bu da bizi doğrudan şu soruya götürür: Sosyal hizmetin etik değerleri, bazen insanların gerçek ihtiyaçlarıyla çelişebilir mi?

Etik İkilemler Sosyal Hizmette Nasıl Ortaya Çıkar?

1. Bireysel İhtiyaçlar vs. Toplumsal Fayda

Birey ve toplum arasındaki denge, sosyal hizmetin en temel taşlarından biridir. Örneğin, bir bireyin özgürlüğünü kısıtlama gerekliliği, toplumsal güvenliği sağlamaya yönelik bir önlem olabilir. Ancak bu, aynı zamanda bireyin haklarına da müdahale anlamına gelir. Burada bir etik ikilem vardır: Toplumun güvenliği mi, yoksa bireyin hakları mı önce gelir?

Bunu ele alalım: Bir çocuğa zarar veren bir ebeveynin rehabilitasyonu için sağlanan destek, çocuğun koruma altına alınmasıyla çelişebilir. Bu durumda sosyal hizmet uzmanı, hem ebeveynin iyileşme sürecini hem de çocuğun güvenliğini aynı anda gözetmeye çalışmak zorundadır.

2. Gizlilik vs. Güvenlik

Bir sosyal hizmet uzmanı, danışanlarından aldığı bilgileri gizli tutmak zorundadır. Ancak bazen, bu gizliliğin, kişinin ya da çevresindekilerin güvenliğini riske atma potansiyeli vardır. Örneğin, bir birey, kendisini ya da başkasını tehlikeye atacak bir durumda olduğunu söylemiş olabilir. Gizlilik ilkesine sadık kalmak mı gereklidir, yoksa güvenliği sağlamak için gerekli adımlar mı atılmalıdır? Bu, sosyal hizmet uzmanlarının sıkça karşılaştığı kritik bir ikilemdir.

3. Kaynak Kısıtlamaları ve Adalet

Sosyal hizmetlerin kaynakları her zaman sınırlıdır. Bu da, sınırlı kaynakları en verimli şekilde kullanmayı gerektirir. Ancak hangi bireylerin öncelik alacağı, kimin daha çok yardıma ihtiyaç duyduğuna karar vermek, her zaman etik bir karar gerektirir. Zengin ya da yoksul, yetişkin ya da çocuk, engelli ya da sağlıklı – bu kriterlere göre yardım dağıtmak adaletli midir? Bir sosyal hizmet uzmanı, bazen kaynakların yetersizliğinden dolayı bir kişinin ihtiyaçlarını görmezden gelmek zorunda kalabilir. Ancak bu durumda, adalet ve eşitlik ilkeleri nasıl uygulanmalıdır?

Etik İkilemler Sosyal Hizmetin Temelinde Mi Var?

Bu soruyu kendimize sormak zorundayız: Sosyal hizmetin doğasında etik ikilemler var mı, yoksa bunlar sistemin eksikliklerinden mi kaynaklanıyor? Bazı eleştirmenler, sosyal hizmet sisteminin bireysel ihtiyaçları ve toplumsal değerleri çok zıt iki kutup olarak ele almasının, etik ikilemleri kaçınılmaz hale getirdiğini savunuyorlar. Yani, bir toplumda herkesin eşit şekilde yardım alması, bazen gerçek dünyada mümkün olmayabiliyor.

Hangi etik ilkenin öncelik kazanacağına karar vermek, her zaman siyah ve beyaz arasında net bir ayrım yapmamızı engelliyor. Her birey farklıdır, her durum farklıdır. Ancak bu tür ikilemler, profesyonel bir sosyal hizmet uzmanını sadece teknik bilgiyle değil, aynı zamanda derin bir etik farkındalıkla da donatmalıdır. Bu durumda, kişisel değerler mi yoksa meslek etiği mi ön planda olmalıdır? Sosyal hizmet profesyonelinin, kendi etik bakış açısını uygulamaya koymak mı daha doğru, yoksa toplumun normlarına göre hareket etmek mi?

Tartışma Başlasın: Etik İkilemler Çözülmeli Mi?

Bir profesyonel, etik bir ikilemle karşılaştığında ne yapmalı? İkilemleri çözmek mi gerekir, yoksa bu ikilemler sosyal hizmetin temel bir gerçeği midir? Eğer etik ikilemler sürekli olarak karşımıza çıkıyorsa, o zaman sistemin ve değerlerimizin gözden geçirilmesi gerekmez mi? Sosyal hizmetin etik sınırlarını zorlamak, sonunda bu sınırların kendilerini yeniden tanımlamalarına yol açabilir mi?

Bir sosyal hizmet uzmanı, her durumda “doğru”yu bulmak için çaba gösterdiğinde, toplumsal yapının ve bireysel taleplerin çatışmasında, bazen “yanlış”ları kabullenmek de gerekebilir. Sosyal hizmetin geleceğinde etik ikilemler, mesleğin evrimleşmesinin en temel itici gücü olabilir mi?

Bu sorulara verdiğiniz yanıtlar, sosyal hizmetin etik sınırlarını yeniden çizme çabalarını tetikleyebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort deneme bonusu veren siteler 2025
Sitemap
https://grandopera.bet/ilbetgir.netbetexper girişbetexper yeni girişsplash